Well there's not a lot for you to give if you're giving in..
Sevgili günlük,
İstanbula geleli 2 ay kadar oldu. Öyle çok gezdim, arkadaslarımla bulustum, ailemle yemeklere gittim, misafir ağırladım ki yorgunum.
Yorgunum ve bu yorgunlukla erasmusa gidip daha çok yorulacağımın, sonra hiç ara tatile giremeden bilkentte okulun baslayacağının yasındayım.
And there's not a lot for you to feel if you're not feeling it..
ßazı şeyleri hissedip, onlar yokmuş gibi davranmak her zaman kolay değil. Yani ben sevgi beslediğim herkese ulaşamıyorum yahut aşık olduğum kişiye sesimi duyuramıyorum.
Mesela en yakınımdaki annem bile ona olan sevgimden şüpheli.
ßen çok mu karmaşık biriyim, anlaşılmıyor mu sert ifademin altında yatan merhamet?
What I wanted most was to get myself all figured out
And what I figured out, what I figured out, what I figured out
Hep düşünüyorum, ben hayattan ne istiyorum diye. Cevaplarım ezberlediklerim mi, emin miyim? Emin olsam bu kadar tekler miyim. Hala kopuk kopuk ama dışardan bakılınca çok kararlı alınmış bir yol gibi hayatım. ßir tek benim içimde bölük pörçük anılar.
Her şey eskiyor, herkes geride kalıyor. Bazen üzülüyorum, bazen umurumda olmuyor.
Was that I needed more time to figure you out..
Ama en nihayetinde, ben ne kendime başkalarıyla mutlu olma şansını, ne de başkalarının benimle mutlu olma şansını tanımıyorum.
İşte bütün bunlar benim içimdeki zinciri paslatıyor..
Çok kırılıp, çabuk toparlıyorum. Artık çok umurumda değil kimin kırıldığı, bu yüzden eskisinden daha az kırılıyorum. Ama yine geç kaldığım oluyor söylenmesi gereken sözlere.
Geç kaldığım oluyor, neyi sevdiğimi farketmeye.
Çok geç oluyor, vakit çok geç oluyor.
zeena
14.09.2011
1.09.2011
Why must i burn? I m just trying to learn
Bir şekilde takılıp kalmamayı öğrenmişseniz, bu saatten sonra kimse size zarar veremiyor. İşte bu yüzden, bazı durumlarda acı çekmeniz, kahrolmanızı bekleyen insanlar, sizin mutlu olmanıza inanamıyorlar. Akıllarında sizin şu anda çok mutsuz olmanız gerektiğine dair bir yanılgıları var.
Hayır, bazı insanlar anlamaz. Daha büyük yangınlardan geçmişseniz, ufak kırıntıların, geride kalanların canınızı uzun süre yakmayacağını anlamazlar. Aslında o kadar zor değil, değil mi?
Hepsi öncelik meselesi. Yani daha büyük ailevi sorunlarınız varken, ufak arkadaşlık sorunlarına takılmazsınız,
tıpkı bunun gibi, kariyer ve başarı sizin için önemliyse, özel hayatınız ve kalbiniz canınızı yakmaya yetmez. İyi yapabileceğim bir şeyi olması gerekenden kötü yaptıysam bunun acısını ufak bir aşk kazasından daha çok duyarım kalbimde.
İşte bu yüzden, varolan duruma bakıp, rol yapıyor aslında mutsuz, vs gibi gereksiz çıkarımlara girmeyin.
ßenim keyfime kimsenin önyargıları engel olamaz :))
Sevgiler,
Zeena
Well there's not a lot for you to give if you're giving in..
Sonbahar..
ßen sonbaharı hiç olmadığı kadar layıkıyla yasamaya gidiyorum sanırım. Yağmurla yıkanan bir sehire.
Aklımda yıllar önce bu zamanlarda içimden taşan o telaşlar, üzüntüler ve hayal kırıklıkları var. Ama aradan geçen zaman beni bambaşka biri yapmış, başka bir dünyaya yollamış ve ben orada mutlu olmuşum.
Sanırım büyük hayal kırıklıklarının ardından ağlarken "Çok güzel şeyler olacak" demeyi akıl edememişim. Tıpkı o zamanlar bana söylendiğinde inanmak istediğim gibi, o bana tanrının "üzülme, bu şuanda olmuyorsa ilerde daha iyisi olacağı için" deme şekliymiş.
Ve şimdi ben, iyi ki'lerle dolu bir zamandan geçiyorum.
Dün kanserinden dolayı ameliyat olmuş akrabamızı görmeye gittik. Acıyı, ölümü beklemeyi ve ölürken bile inaçlı olmayı dileyen o insanların, bana olan inançlarını, desteklerini ve takdirlerini görmek.. Acı ve o sırada duyulan gurur ya da onur.. Her neyse..
ßazen bütün çabalarınızın şimdiden değdiğine inandırıyor.
Sadece ne istediğini bulman gerekiyor ve korkmadan adım atmak.
Korksan bile devam etmek ya da öyle bir şey.
Sevgiler,
Vera
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)