3.01.2013

Sweet n Sour

Ne zaman çok cesuruz?

Bence ya başlangıçlarda ya da bitişlerde. İkisinin ortasında her şey karma karışıkken, kafa bulanmış, fikrin - kalbin dağılmışken hiçbir şey cesaret vermiyor.

Ama bittiğinde gelen rahatlık çok başka.

Biriyle bir sorun yaşadığında ya olayın etkisiyle hemen karşına alıyorsun, ya üzerinden zaman geçince "durum o vakit böyle böyleydi" diyebiliyorsun. Ben şimdiye kadar hep bu sonuncu hali seçtim. Bunu son kez 30 aralık'ta yaptım. biten şeyleri konuşmak çok daha kolay çünkü. Son raddeye gelmiş bir patlama hali değil, daha basit daha sakin ve daha oturaklı bir ruh haliyle, açık açık konuşabiliyor insan.

Üzerinden çok su akmış, çok zaman geçmiş duyguları dile getirmek ve yine hep olduğu gibi gömmek, üstünü örtmek değil de, bir kutuya koyup kapağını kapayınca gülümsemek ve rafa kaldırmak. Varsa bir huzur, insanın geçmişinde belirsiz bir nokta bırakmamasından geliyor.

Geçmişe takılı kalmamak ve ilerleyebilmek için bu çok önemli. Ama bundan daha önemli olan ilk söylediğimi yapmak. Buna da yeni başladım.
Artık üzülüp, kırıldığım ya da içimde bir yerde yara açan hiçbir şeyi susarak halletmek istemiyorum. Bitişlerini değil, başlangıçlarını bir netliğe kavuşturmaya karar verdim.

İnsanın derdini konuşarak anlatması en normali nihayetinde. Öbür türlü tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamıştan öteye gidemez ki.

Hasıl-ı kelam, gülüşüm yerine geldi. Ben daha çok ben oldum. Her halimin bir anlamı var. 4 gündür kendimi gözlemliyorum, olduğum yerdeyim. Ben bir yerde, aklım başka bir yerde, yüzüm gülerken içim perişan halde filan değilim. Bunları da sağda solda "bak ne kadar iyiyim" diye afişe etmeye gerek duymadım.

"growth is optional, so choose wisely"

Hiç yorum yok: