Neyi görerek uyanır o güne kadar bütün gördüklerinden? Aşıkken gördüğünüz kişiyle artık aşık olmadığımız kişiyi gören gözlerimiz aynıyken dünyayı nasıl ayırırız birbirinden*
Şimdi sağlam gözün görebilmesi için gereken tek şeyin ışık olmadığını da öğrendim. bizim gördüklerimizi görmeye görebilmeye de açık olmamız gerekiyor. içimizin kapısını dünyaya açık tutmamız, dünyanın bize sızmasına bizi değiştirmesine dönüştürmesine izin vermemiz gerekiyor. yoksa gerisi ne görürsek görelim, yalnızca bir dalgınlık halidir.
yazı, bütün bir hayatımıza el koyar kendi elimizle.
el yazısı ellere gider
ten bu kadar bizim olduğu halde hala keşfedilmeyi bekler.
eski çağrışımlardan yeni rüyalar görebilmeliyiz.
aşk şiirlerinin çoğu aslında ayrılık şiiridir.
yazdıklarımın yaşanıp yaşanmadığına, onların başımdan geçip geçmediğine dair edebiyatdışı bir ilgiden kaynaklandığını düşündüğüm hiçbir soruya yanıt vermedim bu güne kadar. kaldı ki yaşadıklarımızı doğru hatırladığımızı nereden çıkarıyorsunuz?
günlük yazmak insanın kendini karşısına almasıdır. kendiyle arasında bir uzak açı kurmasıdır.
sonuçta yazmak bir keyif işidir. paşa gönlünüz ne isterse onu yaparsınız.
şimdiyse dünya ile aramda yazının adaleti duruyor.
belki de bütün deneyimlerimiz bunu söylemek içindir.
bir aşk, birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder