29.08.2011

Cahit Sıtkı Tarancı-Seçmeler


Cahit Sıtkı Tarancı’nın bütün şiirleri tek kitapta toplanarak Can Yayınları tarafından yayımlanmış. Ben de bu güzel şiir kitabını mütemadiyen duraksayarak okuya okuya, satırlarını çizdim.. İşte bana güzel gelen dizeleri.. Bunlar arasında ölüme dair yazdığı şiirlerden pek göremeyeceksiniz çünkü ruh halime uygun değiller, mutluluğumu gölgeleyemediler, okuyup geçmek durumunda kaldım, öyle hissettim özrü yok. (: ßaşlıklarını vermiyorum şiirlerin, çünkü şiirlerin yalnız bazı mısraları var burada, bölük pörçük yani, başlıkla toplamaya hacet yok.. (:


Ecelin kucağında erirken çocukluğun,
Aleme sırdı senin varlığın ve yokluğun.
Hala bilinmez nedir kalbindeki bunalan.
Lambanı yaktılarsa lambanı kendin söndür.
Söndürmekle oyalan,
Gir geceler koynuna, deme yarın gündüzdür,
Belirecek gündüzler sönenlerden yüzsüzdür.
/
Hangi mel’un şeytandır bilsem söndürdü onu!
Mazim tüten bir baca, dumanın yoktu sonu.
/
Hiçbir kuşun,üstüne konmadığı bir ağaç;
Ömrüm; ne diye kondun bu ağacın üstüne?
Sana kim dedi ömrüm kuşa, şarkıya muhtaç?
ßir doğdun bir de batma, hayatıma kıyarsın,
Gel yine gönlümde kur gönlünün çadırını!
/
ßir sevgili sahibi olmak saadetini,
kim bilir benim kadar.. ben et kemik yığını
duydum beyaz bir nehrin içimde aktığını
/
Güneşsiz ve keleksiz Dicle akarmış meğer.
/
Sönük bir minarenin azabını bana sor
Böyle bir minaredir ruhum ışıklı değil,
Ah o ne bayram bilir ne ramazan ne kandil
/
Ne gizli cinayetler, neler neler oluyor,
Denize her gün körpe cesetler döküyorum.
Ne baharlar soluyor ne baharlar soluyor
Azamet ve ihtişam içinde çöküyorum!
/
Gelinlik kızlar gibi körpe ve caziptiler
Masum bakan gözlere nedense inanırdım;
Her birinde başka zevk duyacağım sanırdım,
Onlar ki varlığımın sırrına sahiptiler.
/
Bütün güzelliğiyle gece çırılçıplaktı
/
Semada ağlayarak seyrettiğim bir yıldız
Sanki yabancı bir yüz elemsiz ıstırapsız.
İçinden sürüldüğüm cennet gibi bir diyar
Annem mi kardeşim mi sevgilim mi? Bilemedim;
Fakat bir kadındı o, ben yalnız onu sevdim.
/
Ellerin saçlarımda ve başım dizlerinde
Her şeyden iher insandan bütün dünyadan ırak
Ta içimizden gelen bir ahenge uyarak,
Ve bu ahenkle sarhoş, ister misin sevgilim,
Hiç sonu gelmeyecek bir ömür geçirelim_
/
Ey her sabah kahraman, her akşam mağlup çocuk
Senin için göğsünü rüyayla çiçekleyen
Yatağın açılmış kollarına koş çabuk
/
Güneşe kavuşabilmek’çin çocuk,
Gündüzün boş yere çırpınıp durur.
Nihayet, nihayet geceleyin çocuk.
Koynunda güneşle beraber uyur.
/
Sen de her şey gibi yanımda iken
Sen de oluyorsun gözlerimde diken
Git git benden uzak uzak bir yere git
Ne olur içimde her zaman bir ümit
Her uzak şey gibi yalnız hayal
Yalnız rayiha renk şarkı halinde kal
/
Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan
Derhal gelebilirsin ölüm
Kapı açıktır, lamba sönük.
/
Yağmur yağıyordu Paris kaldırımlarına
Seni düşünüyordum penceremde!
(penceremiz olabilirdi!!)
Yağmuru sevmediğin geldi aklıma
Bulutlar da hatırlamış olacaklar ki
Yağmurda üzüldüğünü
Sağnak durdu birdenbire
Güneş açtı
Yüzün güldü mü bilmem,
İstanbul’daki pencerende.
/
Nedir ki eninde sonunda ölüm?
Ayrı düşmek değl mi aşinalardan?
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam
Ben ölecek adam değilim
/
Ne bileyim ben kimdi
Amerika'yi kesfeden,
ne eder bes kere bes.
Guneyden mi kuzeyden mi dogardi gunes,
kacinci padisahti Yavuz,
aylardan Nisan mi yoksa Temmuz..
Ne bileyim nereye gider turnalar,
seftali ne zaman cikar,
bahcemde gul acmis ya da karanfil..
Umurumda da degil.
/
Beşiktaş’ta gün görmüş bir bahçede
Nisan akşamlarının en tatlısı
Sevdiceğim on dördünü sürmede
Bende gönüllerin en kanatlısı
/
Bir şey ki hava gibi ekmek gibi su gibi
Lâzım insana lâzım onsuz yaşanılmıyor
Ana baba gibi dost gibi yavuklu gibi
Kalp titremeden göz yaşarmadan anılmıyor

Bir şey ki gözünüzde memleket kadar aziz
Aşk ettiğimiz kendimize dert ettiğimiz
Adını çocuklarımıza bellettiğimiz
Bir şey ki hasretine dayanılmıyor

/
Kimdir bana gülümsiyen yeşillik balkonundan?
Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
Bir gülüsündür gençliğimi döndürdü yolundan;
Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.

Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikâyeme;
Çok değil evi barkı terkedip sana uyduğum,
Ancak sen tâzelikte gül yaraşır pencereme;
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum
/
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak..

Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bize arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
/
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
/
Değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil
Bilsen. Ben hangi âlemdeyim, sen hangi âlemde.
Aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
Sanmam. Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil
Sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde
Vazgeç kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler...
/
Ne bir kelime konuştuk,
Ne işaret çektik birbirimize,
Fakat gerçektir seviştiğimiz
Vapur kalkıncaya dek,
Göz göze gelmekle sade.
Bir saadet gibi hatırlıyorum,
Yasemin kokusu ondan,
Teneffüsü benden,
Bir yaz akşamı,
Kandilli iskelesinde.
/
ßir kere sevdaya tutulmayagör
ateşlere yandığının resmidir
aşık dediğin Mecnun misali kör
ne bilsin alemde ne mevsimidir

Hiç yorum yok: