14.09.2011

Fix you up

Well there's not a lot for you to give if you're giving in..

Sevgili günlük,
İstanbula geleli 2 ay kadar oldu. Öyle çok gezdim, arkadaslarımla bulustum, ailemle yemeklere gittim, misafir ağırladım ki yorgunum.
Yorgunum ve bu yorgunlukla erasmusa gidip daha çok yorulacağımın, sonra hiç ara tatile giremeden bilkentte okulun baslayacağının yasındayım.

And there's not a lot for you to feel if you're not feeling it..

ßazı şeyleri hissedip, onlar yokmuş gibi davranmak her zaman kolay değil. Yani ben sevgi beslediğim herkese ulaşamıyorum yahut aşık olduğum kişiye sesimi duyuramıyorum.
Mesela en yakınımdaki annem bile ona olan sevgimden şüpheli.
ßen çok mu karmaşık biriyim, anlaşılmıyor mu sert ifademin altında yatan merhamet?


What I wanted most was to get myself all figured out
And what I figured out, what I figured out, what I figured out

Hep düşünüyorum, ben hayattan ne istiyorum diye. Cevaplarım ezberlediklerim mi, emin miyim? Emin olsam bu kadar tekler miyim. Hala kopuk kopuk ama dışardan bakılınca çok kararlı alınmış bir yol gibi hayatım. ßir tek benim içimde bölük pörçük anılar.
Her şey eskiyor, herkes geride kalıyor. Bazen üzülüyorum, bazen umurumda olmuyor.

Was that I needed more time to figure you out..

Ama en nihayetinde, ben ne kendime başkalarıyla mutlu olma şansını, ne de başkalarının benimle mutlu olma şansını tanımıyorum.
İşte bütün bunlar benim içimdeki zinciri paslatıyor..

Çok kırılıp, çabuk toparlıyorum. Artık çok umurumda değil kimin kırıldığı, bu yüzden eskisinden daha az kırılıyorum. Ama yine geç kaldığım oluyor söylenmesi gereken sözlere.
Geç kaldığım oluyor, neyi sevdiğimi farketmeye.

Çok geç oluyor, vakit çok geç oluyor.

zeena

Hiç yorum yok: