26.04.2014

güneşsiz ikindi

Sonra ben birden herkese karşı durmaya başladım. Üstüme gelmeyin, böyle iyiyim demeye. Aslında iyiydim de bunu söylemediğim için mi bilmiyorum hem ben hem yanımdakilar durumu kötü algılamaya başlamışlardı.

Bir şeyleri konrol etmek için herkes seferber olmuş ve bana ne yapmam gerektiğini söyler olmuşlardı.

Eksik olan bir tek ben değilim, görmeleri gereken bu. eksik derken üstelik, kime göre eksik?

Belki de böyle bir bütünüm. Keyfim yerinde.

Belki yazmaya başlayabilirim. Yerine oturan taşlar, yeni iş, yeni düzen, eski ev, yine aile, yeni bireyler(Agah bir mucize) üstelik.

Hepsi tastamam, ben de tamamım. Bir gün karar verirsem..

Marinada bir çay bahçesi. İsmi bambaşka bir ülkeden bir şehir. Her şey çok sakin. Ben de dinlenmiş oldum.

Canım bir şeyler karalamak istedi ama sonra yine kelime gelmedi aklıma. Yazmak günce yazmaktan öteye gitmiyor, çünkü epeydir iyi yaşıyorum açıkçası. Yaklaşık beş yıldır hayatım bambaşka bir hal aldı, memnunum da. Bazen ayak uydurmak zor gelse de, bir yerde dengeye oturacağı geliyor. O andan sonra yine sadece gününü geceni yazabiliyorsun.

Mutsuz adamların işi şairlik, hikayeler de öyle. Mutlu mesut bir öykü çocuklardan başka kime ne anlatabilir? Biz hep cümleler çekip almıyor muyuz okuduklarımızdan. Bu da öyle bir şey işte. Cümleler çekip alınacak, insanların canına dokunacak, yaralarından bir şey bulmalarını sağlayacak şeyler dökülmüyor içimden. Çok şükür.

Şükrü eksik bırakmayalım öyleyse. bir sigara, bir duman, bir çakmak bir ağaç, bir kahve, bir kapalı hava.
Kalamışta biraz mutlu biraz mutsuz bir gün bu. Arada böyleysi de lazım. Boşluk gibi.

Bomboş gibi.

Yine de bütün, tastamam.

Mervek

Hiç yorum yok: