3.05.2013

Afrikalı Leo - Amin Maalouf

Çünkü bütün diller ve bütün dualar benim dillerim, benim dualarım. Fakat ben hiçbirine ait değilim. Ben yalnızca Tanrıya ve dünyaya aidim; be yakında bir gün yine onlara döneceğim.

Tanrı istediklerine doğru yolu gösterir, ötekilere de yok olma yolunu.

Ölüm yaşamımızın iki ucundan tutmakta,
yaşlılık ölüme, çocukluktan daha yakın değildir.

Yitik bir ülke, çok yakın bir akrabanın ölüsü gibidir. Onu saygıyla göm ve sonsuz yaşama inan.

Yaşlı bir ağacı yabancı bir toprağa dikemezsiniz.

Eğer insan ulu tanrının buyruklarına uymasa bunu gizlice yapmalı, çünkü işlediği günahı sergilemek iki kat günahtır.

Senin de benim yanlışlarıma benzer saygıyı duymanı dilerim oğlum. senin de kimi zamanlar böyle yanlışlara düşmeni dilerim. Ve umarım sen de acımasızlık noktasına varana dek seversin, ve dilerim sen de yaşamın soylu çekiciliklerini uzun süre algılayabilesin.

Ölüm bir kutlamadır. Böylesi bir kutlama görülecek şeydir.

Çok sevilen birinin ölümünün neden olduğu acıyı dindirmek için yorgunluktan daha iyi bir yol var mı?

O dakikalar boyunca onun usundan neler geçti? O da benim gibi tadın karmaşıklığına sürüklendiğini duyumsamış mıydı? Sanmıyorum. Yoksa duyguları uyuşmuş muydu? Ruh ve bedeni bir şey algılayacak durumda değil miydi? derin acısını paylaşabilecek tek insana sarılmak mı istemişti yoksa? Hiç bilmiyorum, çünkü bunu hiç konuşmadık. Bir daha ne sözlerimiz, ne de davranışlarımızla, yazgının acımasız elinin bir araya getirdiği bir kadınla bir erkek olduğumuzu anımsadık.

Ben öğrenim için gelmedim. Çünkü bilgi insanların kollarını ağır zincirler gibi aşağıya doğru çeker. Sen hiç bir hukukçunun bir orduya komutanlık ettiğini ya da bir krallık kurduğunu gördün mü?

Aşk bir kuyunun kıyısında susuzluktur.
Aşk çiçektir, bir meyve değil.

Oldum olası "seni seviyorum" demeye utanmışımdır. fakat gönlüm sevmekten hiçbir zaman utanç duymamıştır.

Bir atasözü,göçebelerin ellerinde her zaman bir hançer bulunduğunu söyler, "ya boğazınızı ya da onurunuza bir koyunu kesmek için"

Öyle yalanlar var ki onlardan ağızdan çok kulaklar sorumludur.

Felaketler karşısında kadınlar eğilir, erkekler kırılır. Baban "ben" in tutsağıydı, bense boyun eğmeyi öğrendim.

Amber de ispermeçet balinasının bağırsaklarından elde edilmiyor mu?

Avın kendisini parçalamaya hazırlanan dişlerin çekiciliğine kapıldığı söylenir. Fakat o sıralar ben bunu bile görmüyordum.

nasıl bir mayayla yoğrulmuşsun ki bir kentinizin ardından bir başkasının, bir anayurdun ardından bir başka anayurdun bir kadından sonra bir başka kadının yitirilmesini, üstelik de uğurlarında hiç savaşılmadan yitirilmesini hiç yerinmeden arkana bile bakmadan kabul edebiliyorsun?

Uzaktan gelen sesler beni çağırmaktaydı. Onların çekiciliğine sağır kalmamak alnıma yazılmıştı.

Tanrıya beni uğursuzluktan koruması için dua etmiyorum. böyle durumlarda beni umutsuzluktan koruması için dua ediyorum. İnan tanrı bir elini bıraksa öteki elinden tutar.

Erdem, eğer bazı kabahatlerle yumuşatılmazsa sağlıksız, inanç kimi kuşkularla gölgelenmezse acımasız olur.

Eğer bir insanın ağzında dili varsa, hiçbir zaman umarsız değildir.

Kimileyin en çok yanlış yapan ama en çok çaba gösteren kişi, gerçek hayır sahiplerinden daha çok ödüllendirilir.

Sen Roma'da 'Afrikali'nin oglu'ydun; Afrika'da 'Rumi'nin oglu' olacaksin. Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarini soracak. Onlarin itkilerini hosnut etmekten uzak dur! Oglum, cogunluk onunde boyun egmekten kacin! Ister Musluman, ister Hristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni oldugun gibi kabul etmeliler, ya da seni yitirmeyi goze almalilar. Insanlarin gorusunu dar buldugun zaman kendi kendine Tanri'nin ulkesinin cok genis oldugunu soyle; O'nun elleri cok genistir, O'nun yuregi de cok genistir. Uzaklara gitmek, denizler, sinirlar, ulkeler, inanclar asmak firsati ciktigi zaman hic duraksama.

Hiç yorum yok: