3.05.2013

Dublörün Dilemması - Murat Menteş

Gerçi burada gebersem bile onun umursayacağı yok ya, benim haşat kalbim korkuyla değil aşkla çarpıyordu.

İrkilerek bana döndü. Birbirimize baktık: Ömrümün gümüş çivisinin çakıldığı an!

Bana nefretle bakıyordu; bir ceylan ne kadar nefret edebilir?

nefreti anında iğrentiye dönüştü. Bir ada tavşanı ne kadar iğrenebilir?

saçmalamak daima belli bir esneklik doğurur. bu da tahmin edilemeyecek kadar çok kişinin işine gelir. savaşlar da evlilikler de politik mitingler de bu esneklikten istifade eder.

Felaketin her an ve her yönden gelebileceğini anlarsan, kendini beğenmişlikten kaynaklanan ve şimdi ve buraya ilişkin teessüfünden uzaklaşabilecek kadar hızlanırsın.

Güneş enerjisi, tüm enerjilerini emmişti besbelli. Meteorolojik bir af ya da cezayla herkes masumlaşmıştı. Herkes cehennemin eşiğine varmanın umutsuzluğundan doğan bir tevekkülle anlam ve önemini yitirmiş hareketliliğe kendini bırakmış görünüyordu.

İnsanların çoğu itirafın yerine iddiayı, acziyetin yerine öfkeyi, çaresizliğin yerine avuntuyu koyarak öldürüyorlar vakitlerini. Bense işi şakaya vurmadan edemiyorum. Sanırım bu genlerimde yok.

Bu sıcakta kucaklaştık. Biz hakikaten sıkı arkadaşız.

Bazen kendinizi yolda ya da herhangi bir yerde bir tanıdığınıza rastladığınız fakat o esnada kendinizi hazır hissetmediğiniz için ya da bşaka bir nedenle bir kimseyi görmezlikten geldiğiniz vaki değil mi?

Bu rastladığın kaçıncı “hayatının kadını” dersin? Çağdaşın olan bütün kadınları idare edebileceğini mi sanıyorsun?

Gerçek acı insanı yapay sevinçten daha çok canlandırır.

Sıradanlığın kamuflajı, tuhaflıklara da doğal bir görünüm kazandırıyor.

Hepsine teker teker Kolombiya kravatı takmak istiyorum

Gerçi zamanla esnekleştim, ulaşılması ve vazgeçilmesi en zor nimetin sukunet olduğunu anladım galiba.

Ve hepimiz biliyoruz:Dostlarımız biz caddenin kenarında alevler içinde yanarken, karşıya geçip üstümüze işemeye üşnenen kimselerdir.

Hayatta başarılı olmanın iki yolu olduğu söyleniyor: 1-şanslı olmak, 2-hile yapmak. Bense dayanıklı olmayı tercih ederim. Çünkü dayanıklılık kadar kışkırtıcı hiçbir şey yoktur.

İnsan aptal durumuna düşmekten kurtulmanın garantisini sesini kesmekte aramalı fakat nerde bende o yetenek.

Unutma Nuh’um aşk insanın şahsiyetini pekiştirir. Çünkü hayatın manası, aşk bohçasında gelen bir hediyedir. Mevcudiyetinin hakkını vermek, hiç değilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnızca aşka müracaat edebilir.

Sırlar öyle mi ya? Her şey onunla aramızda kalsın isterdim. Dünya aramızda kalsın, tarih aramızda kalsın, kelimeler aramızda kalsın…

Sevgilim, sana koçlardan bahsettiğim için onlardan biri yok oldu; birinin yok olduğunu söylediğim için diğeri de yok oldu.

Hedefe ulaşan, her şeyi ıskalamıştır.

Büyük hedeflere yönelmek her bakımdan kabalıktır.üstelik faniliğin şiddetini artıran bir şey para. Ve parayla asalet olmaz. Ebu zer gifariden daha asil bir tek para babası düşünebiliyor musunuz?

Şaşınlıktan küçük dillerini yuttular. Zira maskeler düştüğünde ne kadın o kadındı, ne de erkek o erkek.

Daha çok düşünüp daha yavaş hareket etmek gerekirdi. Terbiyenin şartı budur.

Suratıma bak bücürük.. sence ben vicdanlı bir adama benziyor muyum?

Ne yazık ki aşk hayalin çocuğu, hayal kırıklığının annesidir. Aşk kalbi vurduğu kadar mideyi de vuruyor.

Hiçbir aşkta umuda yer, sebebe lüzum yoktur.

Silahları mücadele benim seçimim değildi; cellatları yelpazeyle püskürtemezsiniz.

Bir erkeğin hayatında suça hile ile karşılık verdiği anlar vardır.

Başaramayacağımı mı sanıyorsun yoksa başarmamdan mı korkuyorsun?

Birini takip etmenin en iyi yolu, onun önünde yürümektir.

Bir erkeğin hayatında teselliyi martavalda bulduğu anlar vardır.

Hayvani bir küskünlük içinde yavaş yavaş eridi. Ne yaparsa yapsın ona karşı ne merhamet ne de saygı duymamıza imkan yoktu. Üzülerek yahut ölerek bize kendini affettiremezdi. Üzüldü ve öldü. Şaka gibi şov gibi bir şeydi ölümü. Üstelik salakçaydı.

Durumum içgüveysinden de kötüydü. Hayallerim suya düşmüştü. Eşek ölecek, ters dönecek de siki güneş görecek. Tek kelimeyle zor, iki kelimeyle çok zordu.

Ah be nuh’um,gebereceksin yazık sana , kalbini çöpte mi buldun, insan bu kadar mı pörtletir hormonları, kimyayı dağıtır, transa geçer?

Bunca sene sonra büyük aşkımı görünce ne mi hissettim? Hiç.. ben.. genel olarak hiçbir şey hissetmem.


Hiç yorum yok: