16.05.2013

Ruhi Mücerret / Murat Menteş

Ölüm karşısında herkes acemidir, ben de öyleyim. Hala hayattasınız aziz okur, şansınız var: acemi şansı.

Size şu kadarını söyleyeyim, 1 saniye ile 1 asır arasındaki fark abartılıyor. Ve.. mazide kalan her şey kısa sürmüş demektir.
Gençler daha içtendir. İhtiyarlık huysuzluğun anavatanı.

İzahı olmayan şeyleri imkansızlıklarla dengelemek.. belki daha büyük bir acı, bende bile işe yarayabilir.

Şirinlik akla kibrit suyu döker ve samimiyetin kökünü kurutur.

Umudum bayatlamış ve eleme intikal etmişti. Yani beklenmeyenin gerçekleşmesi için en ideal merhale ve en münasip mevkideydim

Merhamet, cömertlik, muhabbet, çalışkanlık, tevazu, sadakat ve cesaret. Bunların hepsi karşılıksızdır. İnsanı müebbet tesellisizliğe mahkum eder. Zehirler. Ve tabii ki öldürür.

Tek bir kar tanesi meşe dalını bükemez.

O Knidoslu Afrodit; bense neandertal fosili.

Benden bir merhamet damlası, teselli kırıntısı, metanet zerresi umuyor. Halbuki ben onun düşmekten korktuğu uçurumun dibindeyim.

Feleğe şiirsel bir misilleme yapmak istiyorum!

Sen defalarca hacca gitsen de eğer insanları hor görüyorsan öldükten sonra şaşakalırsın, aptala dönersin.

Bir davranışla ilgili “asla yapmam” dediğimde, tam da öyle davranmama varan bir geri sayım başlıyor. Düşünceler heep aynı kalabilir, duygularsa müdemadiyen değişir.

Beynini dağıtacağım adam ile kalbini fethedeceğim kadın arasındaydım. Daha doğrusu, yok etmem gereken adam ile yok saymam gereken kadın arasında.

Sahabelere katılsa intibak sorunu yaşamayacağını vehmettiğim beyzadeye bakın hele.. haşere okulundan mezun holigan ağzıyla konuşuyor. Kainatın kaygan zemininde, kimseye tutunmayacaksın..

Bazen kötüler, nadiren de iyiler kazanır. Çoğunlukla herkes kaybeder.

Sevmek de yetmiyormuş.. çok eskiden rastlaşacaktık.

Bir kadınuğruna ilk mahvolan erkek ben değilim. En sofistike gönül macerası bile klişelerle doludur. Kaldı ki platonik aşk, bayat bir numaradan ibarettir.

Delirsen bile gerçeklerden kaçamıyorsun. Mahvolmakla, sorumluklarından kurtulamıyorsun.

Biz dostuz.. dost, henüz saldırmamış düşman demektir.

Yitip gitmek istiyorum. Aklımı kaçırdığımı düşünebilirsniz. Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil deliliğini görürler.

Onunla tanışınca artık kendi hayatımın başrolünü üstleneceğimi ummuştum. Avucumu yaladım. Mucizeler kaderi değiştirmez.

Sahip olmadığım bir şeyi yitirmenin muğlak ıstırabıyla kavruluyordum

İnsanlar, boşlukları, saçmalıklarla doldurur.

Hoca direkt konuya girdi: Allahü ekber!

Duygusallığa kapılıp, insanların iyi adam dedikleri şeye dönüşerek kendini mahvetme.

Kör kuyuya düşerken insanının düşünecek çok vakti olmuyor sevgili okur.

Eşi bulunmaz biri, içimizden biri değildir. Tembellik duyguları harekete geçirir. Budalalar seni çoktan terk ettiğin hatalarınla suçlar. Zekiler tutarsızlıkla. Siktir git yerine teşekkür ederim diyeceksin. Efendilik budur.

Beş parasız ölmek zamanlamanın iyi olduğunu gösterir.

Tüm yollar aşka çıkar,
Senle yolda tanıştık
Sevinçli ve yoksulduk
Gencecik dostlar idik
Kah ağlar kah gülerdik
Eriyip gitti mumlar
Seni kaybettiğim için, ah
Tüm yollar aşka çıkar

N’aparsın… duygusal arz ve talep ayrı çarşılardadır.

Aşk bizim gerçek kaderimizdir. Hayatın anlamını tek başına bulamayız.

Belirsizlik hasta eder, kesinlik yaralar. Tahminen arızalı ve katiyen kangrendik.

Ruhunun selameti için çaresizce kendini kandırmak diye bir şey olmasaydı, ben icat ederdim.

Hatırlananlar yaşananlarla örtüşmez, anlatılanlar da hatırlananlarla.

Galiba iyi niyetli bir kobay ve istikrarlı bir kaybeden olduğum kadar, uygar bir serseriydim.

Ömür nasılsa geçecekti. Sevmiş ve sevilmiştim. Ölmüş ve dirilmiştim. Ayrılmış ve kavuşmuştum. Bundan fazlasına heveslenmeye mecalim otu zaten. Savaşa ve zafere itiyaç duymuyordum. Haklı çıkmanın aşağılık tatmininden vazgeçemeyen beleşçiler, kötümserlikte ısrarcıdır. Sizi bilmem sevgili okur, fakat ben kahraman değilim.

Mahremiyet cefanın panzehiridir.

Soru cevabı cezp eder, hakikati değil.

Aşk, paradoksal olarak romantik bir eşitsizlikle ilerliyordu. İki kişinin birbirini aynı yoğunlukta sevmesi imkansız. Dolayısıyla aşkta acılar ve sevinçler hakkaniyetli paylaşılmaz. Aşk adil değildi. Demokratiklik ve özgürlükçülüğün kıyısından bile geçmiyordu. Dahası istikrar ve kalıcılıktan da nasipsizdi. Sana en şiddetli tokadı patlatacak olan eli okşamaktan ibaretti. Mevzuyu yanlış anlamıştım.

Duaların kabul olsun istiyorsan, başkaları için dua et.

-şey sen ve ben aşkın eşiğinden döndük, deyiverdim
-n’olmuş? Iskalanan aşklar, yaşananlardan daima daha çoktur.

-eğer beni vaktiyle neden sevdiğini anlamaya çalışıyorsan, gerekçeleri bulduğunda sevgini kaybedebilirsin.
-neden?
-çünkü duygular izahlarla paketlenip etiketlendiklerine ölürler.

Şümullü biçareliğime inkar kar etmiyor, akut bedbahtlığım avuntuya mahal bırakmıyordu.

Ah benim kem talihim.. ne yazık ki dünyanın dönüşündeki intizam, zamanın akışında yok..

Hiç yorum yok: