6.11.2010


İstanbul'u özlüyorum tabii ki özlüyorum. Özellikle en saçma sapan dönemlerime denk gelip de yaşayamadığım için pişmanlık duyuyorum. Ama sonra geçiyor. Burada yaşadığım güzel günler, o yılların acısını bir bir siliyor. Çünkü bir şehirde mutsuzsanız bunun şehrin güzelliği ile örtülebilecek bir yanı yoktur. Evet, bir çok şey orada kalmış gibi geliyor. Ve yine evet, ben orada olsaydım her şey daha tek görünümde olabilirdi, boyle ikircikli yaşanmamış olurdu hayat. Bu kadar da zevkli olur muydu orada olsaydım?
Daha çok imkan vardı, koşturacak daha çok şey. Ama bir de görülmek istenmeyenler, kurtulmak için can atılan manzaralar vardı.

Bütün bunları bir araya topladığımda bana en mutlu olduğum yer Ankara sonucunu veriyor.
Şehrimi tv dizilerinde gören bir insan olmuş-çıkmış olabilirim. Mümkün olduğunca az gidiyorum da. Nerede 15 günde bir İstanbul-ankara yapan Merve.

Kardeşimi Mayıstan beri, Annemi Temmuzdan, babamı eylül'den beri görmemis olabilirim.
Herkes kendi yolunu seçmis oluyor. Hatta bunlardan en çok yolunu "kendi" seçen ben olmuş oluyorum.
ßırakıp gittiğim için kendimi suçlamıyorum da yani artık.

Hiç yorum yok: